abd'nin dünyaya armağanlarından birisi. zaten demokrasi ve liberalizm üzerine kurulup bir de göçmenlerden beslenen bir ülkenin tek din ve tek kültür üzerine inşa edilmesi mümkün olmazdı herhalde. gerçi tamamen ateizmi savunup da aynı yere gelebilirlerdi aslında. bunun da ateizmden çok farkı yok zira.
ikinci dünya savaşı'ndaki amerikan zaferiyle birlikte amerikan kültürünün iyice dünyaya yayılmasıyla amerika sınırlarının dışına taşmış, ülkemizde de kendisine temsilciler bulmuştur.
katolik kilisesi de bu amerikan hegemonyasından nasibini almıştır elbette. ilk başta "protestanlarla barışsak mı?" şeklindeki düşünceler zamanla "inceldiği yerden kopsun, tüm dinlerle ortak platform kuralım" şekline gelmiştir. katolik kilisesi'nin temel doktrinlerden birisi olan extra ecclesiam nulla salus* da böylece görmezden gelinmeye başlanmıştır. tabii papa xvi. benedictus arada "ne oluyor lan?!" şeklinde bir çıkış yapsa da, bir şekilde emekli edilip diyalogcu papa franciscus ile ikinci vatikan konsili'nin dinler arası diyalog modeli daha da bir ivme ile (güney amerika tanrıçası olan pachamama'nın franciscus tarafından kutsanması gibi mesela) devam etmiştir.
konuyla ilgili mi bilmiyorum ama ben de amerikan kültürünü ve caz müziği eleştirip çin kültürünü övdüğüm için (yanlış anlaşılmasın, komünist sistemlerini değil, kültürlerini ve kültürel ürünlerini) ankara'da gittiğim bir katolik kilisesi'nde epey tepki çektim. zinaya ve kürtaja karşı gelmem de galiba bardağı taşıran son damla oldu. işin tuhaf yanı asyalı katoliklerin bu fikirlerime hiçbir şey dememesi hatta doğru yolda olduğumu savunması. çok ilginç cidden.
her ne kadar "müslümanları hristiyanlaştırma oyunu" olarak görülse de, dinlerarası diyalog bence soğuk savaş sonrası abd'nin yeni bir kültürel hegemonya kazanma projesi. mesela katolik kilisesi'nde bu olayı ilk gündeme getirenlerin abd'deki cizvitler olması bu konuda şüphe arttıran şeyler.
eğer tamamen müslümanları hristiyanlaştırma üzerine olsaydı ortodoksların da aktif bir şekilde katılması gerekirdi diye düşünüyorum. çünkü müslümanlarla en çok yaşam alanı paylaşanlar katolikler değil de, ortodokslar. mesela rusya'nın çok işine gelirdi çeçenleri dinlerarası diyalog yoluyla hristiyanlaştırmak. ama rus ortodoks kilisesi ve rusya bu olaya oldukça temkinli yaklaşıyor.
baktılar ki inançsızlık yükseliyor. birbirleriyle rekabeti bırakıp inançsızlara karşı safları sıkıştırmaya çırpınıyorlar. din işinden ekmek yiyen asalakların dayanışması.
