En sevdiğim oyunculardan biri olan (bkz: cillian murphy) 'nin başrollüğünü yaptığı, her biri 6 bölümden oluşan 6 sezonluk bir efsane ingiliz dizisidir. WW1 sonrası birmingham'da kasketlerine(peaky) taktıkları jiletle milletin gözlerini kesip kör etmekle(blinders) ün salan bir çete olan "peaky blinders"ın hikayesini konu alır. Uyarıyorum, Çok uzun süre maruz kalınca bildiğiniz aksağanınız değişiyor, arthur delisi gibi konuşmaya çalışırken buluyorsunuz kendinizi. Özellikle arthur'un şöyle diyişini: payki fuuğğğkiinnn blooyndığğs. *
Ayrıca soundtrack müziği harikadır. sözleri dizi ile bu denli uyumlu olan bir soundtrack müziği görmedim sanırım. Dizide geçecek her şeyin kısa bir özeti gibi soundtrack müziği ve bağımlılık yapıyor arada sırf zevkine açıp dinliyorum * Soundtrack link: youtu.be/... Diziyi izlerken sigara ve alkol tüketiminiz aşırı artabiliyor şimdiden söyleyeyim *. O kadar güzel içiyorlar ki dizide canınız çekiyor, siz de içmeden duramıyorsunuz :)
ilk 3 sezonu çok beğendim. 4. sezondan itibaren ilk sezonlardaki tadı alamamaya başladım, senaryo biraz tahmin edilebilir olmaya başladı, ilk sezonlardaki heyecan ve şok hissini yaşayamadım son 3 sezon daha çok olaylar değil de psikoloji ve karakter derinleştirme üzerine yoğunlaşılmış gibiydi ama yine de iyiydi. dizinin çekimlerine söyleyecek bir lafım yok her bir ayrıntısına kadar sanat eseri, izlerken bazen 1920-1930'lara dair bir sergide gibi hissettim kendimi. Netflix bu dönem dizisi işlerini cidden çok iyi yapıyor (bkz: the crown). karakterlerin çoğu dibine kadar kötü adamlar olsa da izleyiciye sempatik bir şekilde sunulduğundan çoğumuz sevdik, hep kazanmalarını istedik aynen dizide geçen şu replik gibi: " ... ama siz bizim kötü adamlarımızsınız."
--- spoiler --- son sezonlarda en çok dikkatimi çeken şey insanın inanma gibi bir ihtiyacı olmasının vurgulanmasıydı. başlarda "inanç aptalca sorulara aptalca cevaplardan ibarettir" diyen tommy bile sonlara doğru baş edemediği olayların üstesinden gelebilmek için inanca başvuruyor. daha fazla sorgulayamayacağı, tüm sorumluluğu kendisinden alacak aptalca bir cevaba sığınıyor (lanetli safir).
--- spoiler ---
son olarak diziden en sevdiğim kareyi ve repliği bırakıp bitiriyorum: [www.hizliresim.com/... görsel]
"everyone is whore, grace. we just sell different parts of ourselves."
"herkes fahişedir grace. kendimizin farklı kısımlarını satarız yalnızca."
(bkz: cillian murphy), (bkz: tom hardy), (bkz: adrien brody) gibi başarılı ve sevdiğim aktörlerin oynadığı efsane dizi.
Peaky Blinders çetesi, özellikle 1890’lı yıllarda Birmingham’da güç sahibi bir çete. Dizinin soundtrack'i modern müziklerden oluşuyor. Açılış jeneriğinde Nick Cave’in seslendirdiği Red Right Hand şarkısı çalan dizinin soundtrack‘i ağırlıklı olarak PJ Harvey, Nick Cave & The Bad Seeds, Arctic Monkeys, Radiohead, Royal Blood, The Black Keys/Dan Auerbach, The White Stripes ve Frank Carter & the Rattlesnakes şarkılarından oluşuyor. Dizi tamamen kurgudan ibaret olmayıp tarihi karakterlere de yer veriyor zaman zaman. Churchill bunlardan biri. Bu da diziyi bir tık yukarı çıkarıyor. Dizinin bir de güçlü kadınları var. Bir tanesi de cesaretsiz süklüm püklüm olmaz. Hepsinin ayrı bir cazibesi ve gücü otoritesi var. Polly hala favori karakterlerden. tabi çetenin de ikinci beyni. Birinci beyni olan Thomas Shelby Hem merhametli hem de acımasız bir karakter, zekası ve ileri görüşlülüğüyle dizinin fenomen karakterlerinden birisidir. Sigara ve viski içişi insanda acayip hisler uyandırır ve kaç paket sigara bitirtir. Karakterler ve kurgu efsane bir dizi. ben şimdiye kadar beğenmedim diyeni görmedim. kirli ilişkileri güzel anlatmış ve siyaseti nasıl işlerine geldiği gibi kullandıklarını. yeri geliyor sosyalist oluyorlar yeri geliyor burjuva..
6. sezonda sudan çok viski içen viski sevmeyen insana bile viski içirebilen bir adamın viski yerine su içmeye başlaması bir burukluk yaşattı. sigarayla viski içişine hastaydık be bu adamın. ayrı bir cazibe ve çekicilik akıyordu. sonu acayip bitti. geri döner mi burdan diye düşünmeden edemiyor insan.
