yazarların çevrelerinde ve daha geniş anlamda toplumda tepki toplayacak, linçletecek fikirleridir.
mesela ben, organ bağışı yapacaksam, en çok ihtiyacı olana değil, kafama en çok yatana gitmesini isterim. bilim karşıtına, şeriatçıya, sjw'ye gitmesini istemem. bunu net olarak vasiyet edebilmemin yasal araçları ayrımcılık sayıldığından organlarımı bağışlamadım.
bunu bir nakil doktorunun bulunduğu ortamda söylediğimde ağır gömülmüştüm.
afganistan-pakistan-hindistan-bangladeş-nepal bölgesine artık atom bombası atılarak mı yapılıyor, yoksa ilahi bir güç tarafından gönderilen bir lanetle mi yapılıyor bilemem ama toplu bir imha şart diye düşünüyorum.
orada oluşacak boşluğa da çinlilerin bir kısmını yerleştiririz. yine tarım devam eder.
varlıklı avrupalı, kuzey amerikalı ya da uzak doğu asyalı tek çocuk yaparken; fakir nijeryalının ya da pakistanlının 5-10 çocuk yapması hiç adil değil.
varlıklı ve bilinçli bir aile bir-iki çocuk yaparken; ondan alınan vergilerle maddi durumu iyi olmayan bir ailenin, 5-10 çocuğunun her biri için çocuk yardımı alması hiç adil değil.
güneş diye bir yıldızın olmaması, yıldız diye bir şey de olmaması, hatta uzay diye bir şeyin de olmaması.
soruyorum size, bugüne kadar hiç gerçek hayatta uzaya roket gönderildiğini gördünüz mü? hepsini televizyonlardan izledik. abd'de bile yoktur uzaya roket gönderildiğini gören.
işte bu yıldızlar güneş vs, aslında hep masonların bizi antik mısır dinlerine ve astrolojiye yönlendirmek amacıyla ortaya çıkardığı şeyler.
şimdi diyeceksiniz ki, "adamlar nasıl yapay güneş yapsın?". bakın teknolojiyi görece geriden takip eden çin bile kendi yapay güneş projesine başladı:
demek ki "yapay güneş olmaz" diye bir şey yok. adamlar tabii komünist oldukları için barındırmıyor masonları bünyelerinde. ondan böyle geç akıl ettiler aslında güneşin masonlara ait olduğunu. masonlarla muhattap olmamak için de kendi güneşlerini yapıyor adamlar.