dopamin, serotonin, noradrenalin hormonlarının aktif olarak salgılanmasını sağlayan oksitosin hormonu ile bağlılığı sağlayan ve testosteron, androjen, östrojen, progesteron gibi cinsel hormonlara olumlu etkisi olan fizyolojik durum.
insan evrimi süresince hayatta kalma olasılığını arttıran aidiyet duygusunu modern dünyada tercrübe ettirecek ve mental olarak güvende hissetmek için işlevsel olan bir insan duygusu.
Farklı uluslar tarafından farklı olarak algılanmıştır ancak genellikle tarih boyunca bir erkek ve bir kadının münhasır bir alanda yarı-bağımsız bir ekonomik ve kültür atmosferinde, limitli bir otonomiyle birlikte yaşamasıyla sonuçlanan hâl.
Asrımızdaki bazı dekriminalizasyon yasaları ile bazı ülkelerde aşkın tanımına erkek-kadın cinsiyetlerinin farklı kombinasyonları da eklenmiştir.
Subjektif olaraksa hayat bizi boğduğu zaman, çok sevdiğiniz veya güldüğünüz bir şeyi biriyle paylaşmak istediğiniz zaman başka bir insana duyduğumuz sosyal ihtiyacı karşılayan veya hayattaki tecrübeleri, zevkleri, yemekleri ve keşif duygusunu birlikte tadabileceğiniz bir partnere bağlanma hali.
Yaygın/Tek-eşli versiyonlarında cinselliğe ulaşmak için verilen efor zaman ilerledikçe azalacağı için cinsel seçilim baskısını stabil düzeye çekerek hayatta başka şeylere odaklanmanıza kapı açar, bu sebepten cinsiyetten münezzeh olmak üzere her insanın ulaşması gereken duygu olarak tanımlanır.
Çünkü her ilişki ve partner için ayrı ayrı ve uzun sürelerde efor harcamak yerine tek bir partnere uzun vadede efor harcayıp halihazırda önceden tesis edilmiş cinsel hayatın üzerinde yeni bir cinsel ilişkiye girme süreci çok daha eforsuz ve hızlı olacağı için hayata libido baskısı olmaksızın, sakin bakmanızı sağlayacak nadir duygulardan biridir.
Bu süreçte yazarın tek tavsiyesi şudur:
İnsan güzeli sevmez, biz lepistes balıkları değiliz, kuyruk güzelliğine, saçlara, boya, renge göre değil, aktarılmış ve öğrenmiş şekliyle rafine olan insan ruhuna/bilincine uygunluk aramalıyız.
Yani bir Anadolu deyişiyle:
-İnsan güzeli sevmez, insanın sevdiği güzeldir.