ilk taş benden gelsin; madem temel' in hemşehrisiyiz, orijinalinden bir tanesini dilimiz döndüğünce anlatmaya / yazmaya çalışalım bakalım;
temel ile fadime'nin düğünü vardır lakin temel, daha önce hayatında hiç cinsel deneyim yaşamamıştır ve haliyle gerdek gecesi ne yapacağını kara kara düşünmekte iken en yakın arkadaşı dursun'a danışmaya karar verir:
temel : "dursun, senden başka danışacak kimsem yok bilirsin; bu akşam fadime ile evleniyoruz ama bu gerdek falan nasıl olacak hiç bilmiyorum; bir akıl ver bana."
dursun : "lan salak ondan kolay ne var, sıkma güzel canını sen; fadime ne yaparsa aynısını yap, gerisi gelir bir şekilde." diye akıl verdikten sonra düğün yapılır, gerdek gecesi gelir çatar. temel de dursun'un verdiği taktiklerin rahatlığı ile odaya girip, yaptıklarının aynısını yapmak için fadime'yi izlemeye başlar.
fadime gelinliğini çıkarır; temel damatlığını, fadime atletini çıkarır; temel de fanilasını, fadime iç çamaşırlarını çıkarır; temel de hemen aynısını yaparak iç çamaşırlarını çıkarır ve fadime'yi izlemeye devam eder, fadime yatağa yatıp bacaklarını açar; temel de fadime'nin karşısına geçip bacaklarını açınca,
fadime artık dayanamaz ve isyan eder;
"temel, hiç uğraştırma bizi; çağır şuradan iki kişi de siksin bizi bari."
birebir alıntıdır; küfürleri ancak bu kadar sınırlandırabildim.
"iki tane eşcinsel erkeğin canı sıkılıyomuş. birisinin aklına bir fikir gelmiş;
i1 : bak hacı ben sana bir soru sorayım, bilirsen sen bana çakarsın bilemezsen ben sana. i2 : olur aga sor, i1 : damda gezer, kuyruğu vardır, miyav miyav der, bil bakalım bu nedir? i2 : hmmm ... timsah i1 : bildin çaappkıııınn ..."
Temel ile fadime temizlik yaparken ecza dolabını da elden geçiriyorlar, bi bakıyorlar ki içinde kalan bir adet yara bandı. sonra birbirlerine dönüp: "hadi kavga edelum." demişler.
bir kadın, mühendis olan eşine "bir tane yarım litrelik süt al, eğer yumurta varsa bir düzine al" der. adam 12 adet yarım litrelik süt almış şekilde geri döner. kadın "neden 12 tane yarım litrelik süt aldın" diye sorar. adam yanıtlar: "çünkü yumurta vardı."
