lise ve üniversite dönemlerinde birkaç arkadaşımda şahit olduğum olağanüstü olay. sanırım cinselliği bir çeşit "kadın kirleten" aktivite olarak görüyorlar ve sevdiceklerini kirletmek istemiyorlardı. birnevi "insan sevdiğini siker mi?" durumu vardı. cinselliği hiç sevginin bir parçası, iki tarafın da hoşuna giden bir aktivite olarak düşünemiyorlardı. sonradan onlara ne oldu bilmiyorum ama bu bakış açısı bana hep saçma gelmiştir.
önce evlilikte cinselliğin olmama tanımını belirlemişler. bir aydan daha süreli birlikteliğin olmaması durumu olarak tanımlamışlar.
sonuç? Aga bu japon milletinin evliliklerinin yarısına yakınında seks yokmuş. %44.66
Erkekler için "sevgili ile cinsellik düşünemeyecek kadar çok sevmek" oranı 10.1%, kadınlar için 5.4% yani galiba öyle. Belki de tam değildir anlamam mümkün değil. "Aileden biri gibi görmek, karşı cins olarak görememek"
yani, varmış böyle bir şey.
"başka aktiviteler daha eğlenceli" bahanesinin oranı daha yüksek. o da gözümden kaçmadı. (bkz: playstation)
neyse ya, goygoya vurduğumuz yeter. bir gün bir bakmışsın bir japonla evlenmişiz. sonra "laylomcu kusura bakma" der falan.
bu neyin edebiyatı arkadaş. insanın doğasına aykırı. insan soyunun devam etmesi için olması gereken eylem bir kere. neyi düşünemiyorsun. aklın fikrin onda