-üniversite eğitim alan eşek kadar yetişkinlerin, sığırdan iki tık gelişkin bir bekçiye, yurda girip çıkmak için dil dökmeleri, giriş çıkış saatlerinin hesabını vermeleri saçmalıktır. küçültücüdür. yok "benim aram iyi" falan bu onay zorunluluğunu aklileştirme çabası da komiktir.
bu tip yapay sıkıntılar sizi geliştirmez, hayata hazırlamaz. sadece çok daha verimli ya da eğlenceli kullanabileceğiniz enerjinizi tüketir.
bu yüzden ev tutmuyorsanız, (özel yurtları ayırıyorum) hiç şehir dışına gitmeyin daha iyi. e o zaman, bu devirde şehir dışında öğrenci okutmanın bedeli korkunç. öğrenci evi, mutfak masrafı, faturalar derken, kalem kalem hesap yaparsanız acayip bir maliyet çıkıyor.
şimdi gelelim ailenin yanında okumaya:
aileniz yazın yazlığa ya da hafta sonları sağa sola gidiyorsa, yukarıda harcanacak ve sizi 4 kademe alt standartta yaşatacak para, yazın kaliteli tatil, kışın parti paranızdır. sertifika programı, dil okulu paranızdır. ben her hafta milleti eve doldururken yurttan kaçamayanlar, gelemediğine ağlardı. kızı 11'e yetişcem diye dolmuş arası görmek var, yurtta camdan odaya tırmandırmak var, bir de tüm haftasonu takılmak var. afedersin ama sikeyim yurttaki batak muhabbetini. yol parası derdin yok, dışarıda içki paran var, yazın düzgün tatil paran var.
bu pazarlığı aile ile yapın. bakın şehir dışında okumuyorum, o paranın yarısını düzgün bir yetişkin hayatı için bana verin deyin.
eğer bunlarn hiçbiri yoksa, hatta çalışmak zorundaysanız, yine aile yanı bin kere iyidir. emeğiniz heba olmaz.
bu arada anadolu'nun dandik üniversitelerinde daha korkunç dinamikler var. lince hazırım ama kızım olsa asla göndermem mesela.
Para konusunda öyle zorlanacak bir durumda değilseniz kesinlikle şehir dışında derim ama tersiyse asla şehir dışına çıkmayın derim.
Misal; gümüşhane veya Bayburt ya da ne biliyim kilis gibi bir yerde üniversite okuduysanız, düşünüyorsanız etmen eylemen guzum, o memlekete hapsolur memur olana kadar çıkamazsınız. Benden söylemesi. :)