1. size bir hikayem var..

    gece vakti dağ yollarından evime doğru gidiyordum. adeta drift kralı gibi Tōge 'den aşağıya kayıyordum. bir anda dikiz aynasından bana doğru gelen bir çift far gördüm, çok hızlı geliyordu.. debriyaja vurarak aracı virajdan viraja atıyordum lakin küçük serseri peşimi bırakmıyor hemen yanı başımda benimle birlikte drfit yapıyordu. bu bir 86 mı?

    lanet olsun ben akagi red suns 'ın iki numaralı drift ustasıyım, virajı dönmek için frene dokunmuştum ve bu dandik corolla viraja girmeden beni geçiyor mu yani ? sen delirdin mi yolu bilmiyor musun? bu hafif sağa dönüşten sonra sola keskin dönüş var, diğer taraf tamamen uçurum frene basmak zorundasın.. benim şaşkın bakışlarım arasında ae86; aracın arkasını şeridin bir ucundan diğer tarafına doğru sallamıştı hemde çok kolayca.. ben ise beyaz renkli hatchback bir corrolla'nın arkasından bakakalmıştım.

    herkes büyük balıkların peşinden koşuyordu; nissan skyline gt-r , mazda rx7 , toyota supra gibi ama corolla kendi dalgasında sörf yapıyordu. diğer arabalar daha performanslı, daha güzel görünüyor hatta toyota üretim hattında bile corolla'ya kimse dönüp bakmıyordu. celica supra en üst modeldi, mr2 uzay gemisi gibi görünen küçük kardeşti ve ae86 sadece ortama dahil olmaktan dolayı mutluydu.. ae86 eğer fırsat verilirse insanların aklını başlarından alacağını biliyordu.

    70'lerde amerikan, ingiliz veya alman arabası alacaksın, başka seçeneğin yok çünkü başka üretici yok. araba satın almak bir amerikalı için adeta görev gibiydi. birdenbire japon kıyılarından yeni markalar çıktı; datsun, honda ve toyota. japonların arabaları avrupa arabalarına göre gerçekten de iyiydi.

    japonlar araba tasarlarken avrupa ve amerikalı üreticilerin tasarım problemlerini görmüş ve bunlarda kaçınmıştı. o dönemde bu arabaları almak biraz korkutucu olsa da toyota aldığınız zaman uzun ömürlü, mühendislik kalitesi yüksek ve uygun fiyatlı araba alıyordunuz. kısacası aldığınız araba bozulmayacaktı.

    1966'dan beri corolla bu özellikleri bünyesinde barındırıyor ve yollarda kullanılıyordu. ilk tanıtıldığında toyota'nın en küçük modeliydi 80'lerin başına kadar arkadan itiş özelliğini korudu.

    ancak toyota, önden çekişin avantajından daha fazla kaçamazdı; önden çekişli arabalar daha verimli, daha geniş iç hacme sahip ve üretmesi ucuzdu. bu yüzden 1984'de önden çekişli corolla tanıtıldı. ilginç bir şekilde toyota önden çekişli corolla'yı satarken öte yandan arkadan itişli corolla'yı da satıyordu. bambaşka iki platform aynı isimle kullanılıyordu.

    arkadan itişli corolla'nın hem 4 kapı hemde 2 kapı modelleri vardı ayrıca farları sabit levin ve pop-up farlara sahip trueno paketleri de vardı. arkadan itişli corolla'nın mükemmel olması için her şeye sahipti peki biz ne yaptık? kullanılan motorun adı 4a ve şase kodu ise e80 ve 6. variyant olduğu için kısaca bizler ae86 adını verdik..

    toyota hiç vakit kaybetmeden ae86 coupe modelinin şeklini biraz düzeltti ve bugüne kadar ürettiği efsanevi motorlardan birini kaputun altına koydu; 4a-ge.. bu küçük sevimli 4 silindirli motorun tek ama tek bir amacı vardı. performans..

    dayanıklı olması için dökme demir blok, hafif olması için aliminium üst kapak ve redline 7500 devir. nasıl ses çıkarıyor biliyor musunuz? komşunuzun arka bahçede bal kovanları var, bir gün öğleden sonra canınız biraz tatlı yemek istedi ve kovanların yanına sessizce gittiniz. kovanın içine parmağınızı daldırıp biraz bal yiyecekken bir ses duydunuz. bunlar arı değil adeta elektrikli testere gibi.. işte 4e-ge böyle ses çıkarıyor..

    4e-ge sadece 128 beygir üretiyor ama ae86 sadece 1000kg'nin biraz üstünde.. aracın dengesi o kadar güzeldi ki ağırlık her tekere eşit oranda dağılıyor. sonuç olarak arabanın virajlarda nasıl tepki vereceğini çok iyi anlıyorsunuz aynı eldiven giymek gibiydi.

    ae86'nın çok havalı süspansiyonlara ihtiyacı yok çünkü corolla ucuz olmalıydı. amerikan muscle araçlarında ilk zamanlar kullanılan beam axle kullanıldı. bu da aracı kaydırmayı daha da kolaylaştırdı. ae86'nın iyi olmak gibi bir derdi yoktu adeta araba kullanmanın kutsal motiflerini bir arada tutuyordu.

    ae86 aklınıza gelecek her yarış türünde kullanıldı; 86 yarış ligi , ingiliz touring yarışları 'nı ikişer kere kazanmıştı. arkadan itişli olmasına rağmen rally yarışlarında kendini gösterdi.

    bütün bunların yanında ae86 bir konuda çok ünlüydü; drift.. küçük yapısı, hafifliği ve mükemmel kontrol kabiliyeti ile japon dağ yollarında korkusuzca drift yapabilirsiniz.

    genç bir otomobil sevdalısı olan keiichi tsuchiya ae86 ile bu dağ yollarında her gün dolaşıyordu. çok zengin veya profesyonel sürücü değildi sadece dağ yollarında yeteneklerini geliştiriyordu. bu çocuk doğuştan yetenekliydi.. keiichi'nin güzel drift hareketleri ve yenilmez olması onu efsane haline getirdi bu sayede etrafında bir sürü insan toplanmaya başladı. karlı dağ yollarında ölmeden aracınızı virajdan viraja atmak sizi iyi bir sürücü yapar ama pistlerde de başarılı mısınız? kesinlikle; keiichi o kadar yetenekliydi ki kısa sürede sponsorlar bulup profesyonel yarış pilotu olmuştu.

    keiichi çok başarılı bir yarışçıydı ve bu kadar çok kazanırsam herkes sıkılacak ve kimse yarışmak istemeyecek diye düşündü ve pistler de drift yapmaya başladı. insanlar keiichi'nin hayranı olmuştu. iki yarış arasındaki boş zamanda bile ae86'sını kapıp dağ yollarında drift yapıyordu. hatta sponsorları ikna edip kendisi için drift filmi çektirmişti; plupsy gerçekten sanat filmi gibiydi..

    dünyanın her yerinde insanlar bu filmi gördükçe benzer tepkileri veriyordu. plupsy olmasaydı, gymkhana, fast and furious ve niceleri olmazdı..

    toyota 1987'ye kadar hiçbir değişiklik yapmadan aracı üretti ve bu tarihte üretimi durdurdu. 2009 yılında toyota ft-86 subaru ortaklığında çıkardı. iki kapı, dört silindir, arkadan itişli coupe modeldi. ae86'dan esinlenerek tasarlandı. amerikada iki farklı isim altında sunuldu; subaru brz ve scion fr-s ancak japonyada toyota 86 adında çıktı. çok performanslı değil ancak hafif ve babası gibi kolay drift yapabiliyor.

    ironik şekilde kendi sporunu yaratan, eğlenceli ve ucuz olması gereken ae86 artık çok pahalı bir araç. yeni 86, eski 86 için yazılmış bir aşk mektubu aslında.. belki de artık zamanı geçti ama çok güzeldi.. ae86 nezdinde konuşursak; insanlar her zaman saf sürüş dinamiklerine sahip, uygun fiyatlı, problemsiz araçlara sonsuza kadar tutunacaktır.
    #4917 naberlansozluk | 3 yıl önce
    0otomobil