1984'den beri amerikan kıyılarında sörf tahtaları, tekneler ve dağlarda kızak takımları çekiyor. iyi görünümlü offroad canavarı tıpkı benim gibi..* tartışmasız offroad'un sınırlarını belirleyen yüksek teknolojili arazi aracı ve satarken de kazançlı çıkıyorsunuz.
bir çok otomobilin hikayesi kafasında ampul yanan ceo'lar ve baş tasarımcılar ile başlıyor ama bu araç aşağıdan yukarıya gelen bir talepti. 1980 yılında wisconsin'de jack safro adında toyota araçlar satan bir bayiinin müdürüydü ve bir fikirle toyota'nın karşısına çıktı. bu abimiz 1967'den beri toyota araç satıyor ve bu arabaları gerçekten iyi tanıyor benim gibi o da 4x4 kamyonetlere bayılıyordu.
ancak wisconsin soğuk bir yer, acaba spor kabiliyetleri olan 4x4 kamyonetin arkası kapalı olsaydı daha iyi olmaz mıydı? winnibego'da ki bir karavan firmasını aradı ve dedi ki acaba kamyonetlerin arkasını kapatabilir misiniz böylece içi ev gibi olur dedi. toyota bu ortaklığı sevmişti, ve safro beye bol bol hilux gönderip arkasını kapatabilirsin dedi. ortaya toyota trekker çıktı ve 1500 adet sattı. arkasında koltukları vardı ve üst tarafı fiberglas ile kapanmıştı. 1500 adet çok değildi ama yine de yeterliydi. toyota, bay safro'yu aradı ve bu garip arabalar çok sattı daha az winnibego daha çok toyota yapalım dedi.
1984'de toyota 4runner bir kaç çarpışma testinden sonra satışa hazırdı. arkası fiberglass ile kapalı, 4x4 ve tek parça ön aks ile her türlü zorluğu aşıyordu. kaputun altında asla bozamayacağınız sıralı 4 silindir motor vardı. japonya'da hilux surf adıyla sunuldu.
1985 yılında abim doğunca toyota sıralı 4 silindir motora elektronik enjeksiyon sistemi koydu ve 116 bg güç üretti. tek problem bunlar hızlı arabalar değillerdi ancak arazide hız yapmanıza gerek yoktu. insanlar zamanla 4runner'ların her yerde her şeyi yapabileceğini gördü. rüzgarda, yağmurda, karda, çamurda, dağların tepesinde performansından hiç kaybetmeden gidebiliyordu.
1986 yılında 4runner solid ön aksı kaybetmiş yerine hi-trac adında bağımsız ön süspansiyona kavuşmuştu. bu sayede 4runner dağlarda daha kabiliyetli ve yollarda daha konforlu olmuştu. bildiğimiz anlamda suv'nin doğuşuna şahit olduk. bronco ve trailblazer'lar 60'lardan beri piyasada vardı ama 4runner'ın gelmesiyle birlikte yep yeni bir klasman ortaya çıktı.
1986'da bazı insanlar bağımsız ön süspansiyon ve aks genişliği sayesinde 4 silindir motorun etrafında çok fazla boşluk kaldığını gördü ve küçük 4 silindirli motoru turboladılar. 1987'de bu fazladan boşluk sayesinde toyota mühendisleri opsiyon olarak 3.0 litre v6 motoru koymayı başardı.
ikinci nesil 4runner yeni ön tasarımı ile görücüye çıktı. bu sefer fiberglas tavan yerine metal tavan geldi. artık modifiye edilmiş kamyonet değil kendi başına bir suv'du. diğer rakiplerin tasarımlarında bagaj kapağını yukarıya kadar açmanız gerekiyordu oysa 4runner'da bagaj camını elektronik olarak indirip kısacık kalan bagaj kapağını aşağıya açtığınızda piknik yapmanız için koltuk gibi kullanabilirdiniz.
zaman geçiyordu ve regülasyonlar değişiyordu; ikinci nesil 4runner çarpışma testlerinden bir yıldız almıştı ve kendi oluşturduğu klasmanda tutunamıyordu. toyota aracı geliştirmek için 5 yıl harcadı..
1991'de 3.nesil toyota 4runner daha büyük ve daha aerodinamik görünüyordu. iç dizaynı.. eh ancak rakiplerinden ayıran çok önemli bir özelliği vardı; elektronik merkezi diferansiyel kilidi. bu sayede arka tekerleri bir tuş sayesinde kilitleyebilir ve dağları tırmanabilirdiniz. yeni 4runner suv segmentini yeniden değiştiriyordu. ayrıca 99 yılında limited ve highlander paketleri ile daha lüks ve offroad odaklı olmuştu.
1999 yılında 4.nesil 4runner daha estetik ancak kabiliyetli olmuştu. artık orta segment offroad kabiliyetleri olan yarı lüks suv adını aldı. yeni nesil ile birlikte 4 silindir motora elveda demiş v6 ve opsiyon olarak v8 alabilirsiniz.
suv klasmanı artık offroad kabiliyetlerden ziyade daha lüks arabalardan oluşuyordu ancak 4runner her zaman amacına sadık kaldı. yeni 4runner'larda hava süspansiyonu ve motorun altını korumak için skidplate'i fabrika çıkışı olarak alabiliyorsunuz. 4runner'lar sadece annelerin çocuklarını futbol antremanına götürmek için yapılmış arabalar değildi, everetsin tepesindeki top sahasına bile çıkabilirsiniz.
2009 yılının eylül ayında texas ulusal fuarında yeni 4runner satışa hazırdı. ancak 2 çeker olarak çıktı 4x4'ü opsiyon oldu. neden mi? çünkü 4runner'lar güzel arabalar, problemsiz ve kullanışlı. herkesin 4x4 araca ihtiyacı olmuyor.
suv segmentini oluşturan ve bu segmentin en başarılı modeli olmayı başardı. kamyonetlerin arkasının kapandığı dönemden bugüne kadar geçen sürede 4runner; estetik, kabiliyet ve kullanışlılık olarak segmente her zaman yön verdi. dağlara çıkın orada 30 yıllık 4runner'ların toprağı parçalayarak tırmandığını göreceksiniz.
güzel görünen, kullanışlı, problemsiz ve her şartta mükemmel çalışan çok yetenekli arazı aracı, asla bozulmuyor.