sayısala kafası basmayanların sahip olduklarını düşündükleri zeka türü.
aslında sayısal ve sözel zeka arasında çok az bir fark var. bunu 8979678 tane dil öğrenmeye başlayınca daha iyi fark ettim. belki çok klişe olacak ama matematik de aslında bir dil. problemleri denklemle çözen herkesin bunu az çok fark etmesi lazımdı ilkokulda aslında. dil dediğimiz en nihayetinde analitik bir felsefe türü.**
yani okuduğunu anlamayan bir bireyseniz, boşuna "bende sözel zeka var" demeyin. zeka yok sizde malesef.
sözel zeka dedikleri düzgün cümle kurabilmek, karmaşık metinleri anlayabilmek, dile yatkın olmak mı mesela? bunu küme teorisinden, sistem analizinden nasıl ayırıyorlar merak ediyorum. aslında etmiyorum, o kadar dandik yayınlar yapılıyor ki ciddi anlamda incelemediklerine neredeyse eminim.
Yani birisi sistem analizi bilmeyecek, dişlileri, hareket kanunlarını anlamayacak ama bronz çağı çöküşünü açıklayan en sağlam model olan sistemler çöküşünü kavrayabilecek öyle mi? ya da fonksiyon mantığını öğrenecek "tipte" zekası olmayacak ama karmaşık hitit-asur ticaret yollarını çözüp o medeniyetin bin yılını kafada oturtabilecek?
teknik bölümlerde okuduğunu anlamayan çok insan gördüm. 10 paragraf sorusu yapamayan tiplerin üniversitenin herhangi bir bölümüne alınmasına karşıyım. sözel bölümlerde okuduğunu anlamayan daha çok insan gördüm. daha kesir toplayamayan tiplerin de üniversitenin herhangi bir bölümüne alınmasına karşıyım.
bu biraz da "sayısala kafası basmayan sözelci olur" geleneğinden geliyor.
not: eğer konu sahneye çıkabilmek vs. ise, bunda da sayısal sözel üzerinden bir belirleyicilik yok.