resimli yazı işte. hiyologriflerden beri var vs. vs.
diyeceğim o ki, amerikan çizgi romanı 2010'lardan itibaren kendine daha karlı ama benden tüm çr. zevkini alan bir yol çizdi: evren resetlemesi. 70'lerden beri biriken hikayeler, karakterler, eskiyen teknoloji yeni nesil okuyucuya çok sıcak gelmiyordu. ortada harry potter, alacakaranlık vs. vardı. öykü tüketici ile aynı yaştaydı, "ne kaçırdım" derdi yoktu. o zaman marvel ne yaptı? örümcek adamı tekrar ısıttırdı, kaptan amerika'yı alternatif evrene attı, punisher'ı geleceğe gönderdi. dc. de aynen devam, bruce wayne'nin ailesini daha modern gangsterler öldürdü vs.
amaç yeni okuyucuya başından beri izleyebileceği bir seri vermek. tuttu da. "koleksiyoncuyum" diyen genç bir yerden süpermen'in ilk sayısının bilmemkaç milyon dolar olduğunu duymuş, "bu da bu serinin ilk sayısı" diye atlıyor evren sıfırlanmasına, geri kalanı da tam seri olsun diye alıyor. tam disney kafası ticari hamle. o raflara dizdiğiniz yeni seriler isterse tam olsun, para etmeyecekler, üzgünüm.
açıkçası ben bu evren zaplarından yıldım. şimdilik mcu ana evren halini almış görünüyor ama iki seneye onu da zaplarlar, bir başka alternatifte yürütürler. üç senede bir "hiçbirşey kaçırmadınız, baştan başlıyoruz"... aynı sene içinde iki zap yemiş seri var ya şaka gibi.
oysa ben eski kafanın sevdiği çizgi roman, -tersine- o arkeoloji hissini verendi. hele 2000 öncesinde türkçe okumaya başladıysanız, bir serinin ortasında amerika'da 10 sene önce basılmış bir maceraya gönderme yapılır (zaten sen de 5 sene geriden okuyorsun), başka serinin şu şu sayılarında çıkmış öldü sanılan kahraman gelir, sen de "belki bir gün nasip olur" diye aklına yazarsın, evrenin bir kısmı hep açık kalır, bu da ayrı bir keyiftir.
artık dizileri televizyondan izleyen bir kuşak yok. artık kim the x-files'ın 2. sezonunun ortasına denk gelip diziyi oradan izler? binge watching kültürünün binge reading ürünü oldu çizgi roman.