Bilginin sistematik olarak uygulanması yoluyla yapılan ve pratik hedeflere ulaşmak için kullanılan yapıt.
Teknolojiler (technology); tıpta, bilimde, endüstride, iletişimde, ulaşımda ve günlük hayatta yaygın olarak kullanılır. Mutfak eşyaları veya makineler gibi fiziksel nesneleri ve yazılım gibi maddi olmayan araçları içerir.
Birçok teknolojik gelişme toplumsal değişimlere yol açmıştır. Bilinen en eski teknoloji, prehistorik (tarih öncesi) çağda kullanılan taş alet tir (stone tool) ve bunu, Buz Devri'nde (ice Age) insan beyninin büyümesine ve dilin gelişmesine katkıda bulunan, ateşin kullanımı takip eder. Tunç Çağı'nda (Bronze Age) tekerleğin icadı, daha geniş seyahat imkânını ve daha karmaşık makinelerin yaratılmasını sağladı. Matbaa, telefon ve internet dâhil olmak üzere son teknolojik gelişmeler iletişim engellerini azalttı ve bilgi ekonomisini başlattı.
Teknoloji, ekonomik kalkınmaya ve insan refahına katkıda bulunurken kaynak tükenmesi veya kirlilik gibi olumsuz etkilere de sebep olabilir veya otomasyonun (Karar kriterlerini, alt süreç ilişkilerini ve ilgili eylemleri önceden belirleyerek ve bu ön belirlemeleri makinelerde somutlaştırarak süreçlere insan müdahalesini azaltan çok çeşitli teknolojiler.) neden olduğu teknolojik işsizlik gibi sosyal zararlara neden olabilir. Sonuç olarak teknolojinin rolü, kullanımı, etiği ve potansiyel olumsuzluklarının hafifletilmesi üzerine felsefi ve politik tartışmalar ortaya çıkmıştır.
Neo-Luddism (Diğer ismi: new Luddism. Modern teknolojinin birçok biçimine karşı çıkan bir felsefe.) ve Anarcho-Primitivism (Sanayisizleşme, iş bölümü veya uzmanlaşmanın ortadan kaldırılması ve büyük ölçekli örgütlenme ve yüksek teknolojinin terk edilmesi yoluyla medeni olmayan yaşam biçimlerine dönüşü savunan anarşist bir uygarlık eleştirisi.) gibi tarihî ve çağdaş hareketler teknolojinin yaygınlığını eleştirirken Transhumanism (Uzun ömürlülüğü ve bilişi büyük ölçüde artırabilecek karmaşık teknolojileri geliştirip yaygınlaştırarak insanlığın iyileştirilmesini savunan felsefi ve entelektüel bir hareket.) ve Techno-Progressivism (Diğer ismi: Tech-Progressivism. Teknolojik değişim ve sosyal değişimin birleşmesi için aktif bir destek duruşu.) taraftarları teknolojik değişimi aktif olarak destekliyor ve onu özgürleştirici olarak görüyor. Teknolojinin birçok olumsuz etkisi, ulaşım ve endüstride yenilenebilir enerji ve küresel felaket risklerini azaltmak için uzay araştırmaları gibi teknolojik yenilikler yoluyla hafifletilebilir.
"Technology", 17. yüzyılın başlarına dayanan ve "sistematik işleyiş" anlamına gelen bir terimdir (Yunanca Τεχνολογία, τέχνη "sanat, zanaat" ve -λογία, "çalışma, bilgi"). Eski Yunanca (Ancient Greek) "τέχνη", mimari gibi faaliyetleri kapsayan, "bir şeylerin nasıl yapılacağına dair bilgi" anlamına gelen bir kelime idi.
19. yüzyıldan itibaren, kıta Avrupalıları Technik (Almanca) veya technique (Fransızca) terimlerini araçlara veya enstrümanlara ihtiyaç duymaksızın ister dans ister navigasyon ister matbaa gibi tüm teknik sanatları içeren bir "yapma biçimi" için kullanmaya başladılar. O zamanlar Technologie (Almanca ve Fransızca) ya "sanat ve zanaat yöntemlerini" inceleyen akademik disipline ya da "bu konuda yasama yapmayı amaçlayan siyasi disipline" atıfta bulundu. Technik ve Technologie arasındaki ayrım İngilizcede bulunmadığından ikisi de "technology" olarak çevrilmiştir. Terim daha önce İngilizcede yaygın değildi ve Massachusetts Teknoloji Enstitüsünde (Massachusetts institute of Technology, MiT) olduğu gibi çoğunlukla akademik disipline atıfta bulunuyordu.
20. yüzyılda, bilimsel ilerleme ve İkinci Sanayi Devrimi'nin (Second industrial Revolution) sonucunda, ayrı bir akademik disiplin olarak görülmemeye başlandı ve günümüzdeki anlamını aldı: bilginin pratik amaçlar için sistematik olarak kullanılması.
ben küçükken yazlıkta bulaşık makinesi yoktu. biz denize giderken evin -elbette- kadınları mutfağa geçer bir saat o kızartmaların tavalarını, yağlı tabakları yıkarlardı. o sıcakta, klima da yoktu. ter içinde.
şimdi millet soba romantizmi falan yapıyor (soba da teknolojidir elbette ama anladınız). Abicim çilesini sen çekmediysen tabi takılırsın yok çıtırtısı yok sesi. bunlar özenilecek şeyler olsa, anamız babamız ilk fırsatta ardına bakmadan bırakmazlardı.
çevre üzerindeki yıkıcı etkisi teknolojinin kendisinden değil, tüketim kültüründen. unutmayın ankara ormanlarını modern inşaatlar falan değil, hamamlara odun yetiştiren romalılar yok etti.
Moore yasası ile her sene neredeyse ikiye katlanan, bu hızla devam ederse projeksiyonlarda teknolojik tekillik evresine ulaşması çok kısa sürede mümkün görünen ve kolektif insan bilgisinin yüzbinlerce yıllık çıktısını reel dünyada insan problemlerini çözmek amacıyla pratik çözümler olarak kullanılmasına imkan veren araç-aletler bütününün ifadesi.
yazarın hayatta en çok zevk aldığı şeylerden biri.