80/20 kuralı olarak da bilinen; etkilerin %80'inin, etkenlerin %20'si tarafından gerçekleşmesi savına verilen isim. ismini, italya'daki mülklerin %80'inin nüfusun %20'si tarafından sahip olunduğunu gösteren vilfredo pareto'dan alır.
ne kadar doğru bir uygulama olur bilmiyorum ama, herhangi bir ordunun anca %20'si aktif olarak savaşma gücüne sahiptir diye yorumladım ben bunu.
yani çin halk cumhuriyeti topyekün savaşa girse, 2 milyon personelden anca 400.000 savaşçı çıkartabilir. yine de korkunç tabii evet. tsk'nın aktif personel sayısı 425.000 civarında, oradan hesap edin.
Genel bir hayat gözlemidir. Hayatta bazı olgular kümelenir ve büyüklüğe göre sıraladığınızda en tepedeki %20 lik azınlık toplamdaki %80 lik büyüklüğü oluşturur.
Ne demek bir örnek verelim.
Ülke nüfusu 100 kişi diyelim. Ülkede toplam 100 tl para olsun. Bu paranın 80 TL miktarını sadece 20 kişi paylaşır. Kalan 20 TL ise 80 kişi arasında bölüştürülür. Kişi başı milli gelir 1 tl gibi görünse de halkın çok büyük kısmının ortalama geliri 25 kuruştur.
İkinci bir örnek daha verelim. Günlük hayata biraz daha yaklaşalım. Günlük hayatta işimize yarayan bir bilgi olsun.
Diyelim ki evinizde tadilat yapılacak yerler var. Sordunuz ustalara baktırdınız 100 tl verirsen senin evi çiçek gibi yaparız dediler. Boya, badana, kırık fayanslar, damlayan musluklar, çatlak cam vs.
Yapılacak işleri önceliklendirir, size en çok kayıp yaşatan ilk %20 lik dilimi seçip tahminen 20 tl harcayarak problemlerin %80 lik kısmını çözebilirsiniz. Kalan %20 lik probleme "kadı kızında da olur" gözüyle bakarsanız 80 TL paranız cebinizde kalır.
Örnek 3. Zaman planı. Yapılacak işleriniz var. Bunları yapınca 100 tl kazanacaksınız ve hepsini yapsanız 100 saatiniz gidecek. Pareto kuralına göre önceliklendirme yaparsanız 20 saatlik çalışma ile 80 tl kazanabilirsiniz.
Kurumsal şirketler bu işi çok severler ve çalışanı sömürmek için kullanırlar.
Diyelim ki 100 tl bütçe var. 20 tl harcayarak 80 tl lik iş kurtarabileceğimizi biliyoruz. 100 TL bütçeyi 20 lik paketlere ayırsam 5 tane paket yapar. Öyleyse ben bir çalışana 5 kişilik iş yüklerim. 20 x 5 = 100 lirayı kullanırım ama 80 x 5 = 400 liralık iş beklerim. Bu şartlar altında işin %80 ini yapsa 320 liralık iş yapar hiç fena değil. Yapamadığı 400-320 = 80 tl lik işin hesabını da sene sonunda performans görüşmesinde sorar, bunu bahane edip %20 daha az zam yaparım.
İşte bu yüzden paranın %80 i %20 lik zalım kesimde.
Bu prensip çevik yaklaşımın da temellerinden birini oluşturur. "iş görecek kadar yeterli ürün" (bkz: mvp) yi piyasaya bir sür, sonra gelen tepkilere göre üzerine ekleme yaparız.
apple bu işi çok iyi yapıyor. Piyasaya sürdüğü ürün başlangıç aşamasında olması gerekenin %20 lik özelliklerini içeriyor ama işin %80 ini görüyor. (Ama %120 paraya satıyor o ayrı konu. (bkz: algı yönetimi))