bugün türkiye'yi yönettiği iddiasında olan zat'ın feyz aldığı ekonomisttir. şöyle ki;
fisher, enflasyon ile faiz arasında doğru orantılı bir korelasyon olduğunu savunmuş ve bu düşüncesini de "nominal faiz oranı = reel faiz oranı + enflasyon oranı" şeklinde formüle ederek kuramsallaştırmıştır.
fakat bu formülasyonun olumlu çıktılar verebilmesi için üretiminizin dış kaynaklara değil, kendi öz kaynaklarınıza bağlı olması gerekir. yani türkiye gibi üretimi çok büyük ölçekte ithal girdilere bağlı ülkelerde bu teorinin uygulanmaya çalışılmasının, intihar etmekten pek farkı yoktur. çünkü zaten yüksek kurdan işlem yapan piyasalarda, bir de üretim girdileriniz kur artışından ötürü olumsuz etkilenir; hali hazırda olan talep enflasyonuna, seyrek rastlanacak şekilde bir de maliyet enflasyonu eklenmiş olur.
özetle; enflasyonun, yapışkan enflasyon haline gelmemesi için türkiye gibi ulusal parası, literatürde yumuşak para diye adlandırılan emtiaya sahip ülkeler, ekonomiyi soğutarak değil; döviz kurunu düşürerek enflasyonu dizginlemeye çalışmamalıdırlar. çünkü döviz kurlarındaki artış azalmadan, fiyatlar genel seviyelerindeki artış da azalmaz.
keşke karşımda olsan ve iki dakika gözlerinin içine bakıp sadece şu soruyu sorabilme imkanım olsa;