kitabı okumamıştım, geçen youtube'da gezerken sesli kitap kayıtları arasında rastladım. dinledim. fena değil, dönemi içinde belki başyapıt da sayılabilir. ama bugünün edebiyat dünyası için vasat.
kitapta da geçtiği gibi tam olarak böyle değil mi ? "bu yaşıma kadar mevcudiyetinden bile haberim olmayan insanın vücudu birdenbire benim için nasıl bir ihtiyaç olabilirdi? fakat hep böyle degil midir? birçok şeylere ihtiyacimızı ancak onlar görüp tandıktan sonra keşfetmez miyiz? "
" Yerimden fırlayarak boynuna sarılmak ve onu ağlaya ağlaya öpmek için müthiş bir arzu duydum. Hayatımda hiç bu kadar mesut olduğumu, içimin bu kadar genişlediğini hatırlamıyordum. Bir insanın diğer bir insanı, hemen hemen hiçbir şey yapmadan, bu kadar mesut etmesi nasıl mümkün oluyordu? Ahbapça bir selam ve temiz bir gülüş.. Ve ben bu anda başka hiçbir şey istemiyordum. Dünyanın en zengin adamıydım. " Syf.72
" İnanmamak, inanmamak.. Bunun ne kadar korkunç olduğunun her gün her an hissediyordum. " Syf. 148
“asıl mühim olan, iki insanın birbirini bulması bu derece güç olan şu dünyada, bu kadar saadete ermekti. öte tarafı hep teferruattı. bunların kendiliğinden düzelmesi, asıl büyük noktaya, birbirimizi bulmuş olma hakikatine uyması lazımdı. fakat öyle olmayacağını da gayet iyi biliyordum. hayatımızın, birtakım ehemmiyetsiz teferruatın oyuncağı olduğunu, çünkü asıl hayatın teferruattan ibaret bulunduğunu görüyordum.”