1. 'ın albümünden bir şarkı. şarkı bir fahişe ile olan diyalogları içerir ve bazı kısımlarda dinleyicilerin fahişe ile duygudaşlık yapmalarına izin verir. şarkının "korkum; çığlık atan adam gibi tablodaki, şakağımda ellerim" kısmıyla 'un çığlık adlı tablosuna gönderme yaptığı düşünülmektedir. ilgili tabloya nolu girdiden bakabilirsiniz.

    bazı kısımlarda yer yer arabeske kaymış bir fahişelik güzellemesi gibi dursa da, teoman'ın amacının bu olduğunu sanmıyorum. yıllar önce -yanlış hatırlamıyorsam- okuduğum bir röportajında ya da bir televizyon programında, teoman "fahişelerle birlikte olmadığı ama onlarla sohbet etmeyi sevdiği" minvalinde bir şeyler söylemişti. şarkıdan uğraşırsak ufak çaplı bir sosyolojik analiz de çıkarabiliriz ama benim yetkinliğim yok.

    şarkının en vurucu kısmı şurası bana göre:
    "kayalar kesti ayaklarımı
    yine de bir şeyler hissetmek güzel hâlâ"

    www.youtube.com/...

    sözleri:

    bir fahişe sabaha karşı
    çok seksiymişim, öyle diyor
    gülüyoruz yalanına
    karşılıklı, anlayışlı

    dalgakıranlardaki banklarda
    çıkardı ayakkabılarını
    “bak” dedi, “köprü ışıkları
    siliyorlar yıldızları
    kazıyınca yaldızlarını
    altlarındaki demir paslı
    ateşe vermeli onları ama
    her yerde yangın çıkışları”

    sordum, “niye sattın” diye “yoksulluğunu?”
    dedi, “elimdeki sadece oydu”

    “niye sattın vücudunu?”
    “daha mı kötü” dedi, “satmaktan ruhumu?”

    “herkes” dedi, “merak içinde
    ölümden sonra hayat var mı diye
    boşuna düşünürler
    sanki hayat varmış gibi ölümden önce

    sevdim seni ama bir şekilde
    hüzün var diye belki gözlerinde
    eğer sever gibi sarılırsan da
    bu vücut sana bedava

    “aslında” derdim; “çok gençsin daha”
    “20’yim”, dedi
    ama ruhum tam 1000 yaşında
    kayalar kesti ayaklarımı
    yine de bir şeyler hissetmek güzel hâlâ
    bu dalgakıranda

    tek başıma bu vücutla fırlatıldım bu dünyaya
    aşk da basit, pişmanlık da
    hayat hoyrat bu zamanda
    şahin kuşa, kuzgun leşe, ben değil bu dünya
    fahişe

    korkum; çığlık atan adam gibi tablodaki
    şakağımda ellerim
    hep kaçarken, tek kişilik bir dünyayı
    ben artık nasıl severim?”

    “anladım” dedim, “senin kalbin birinde
    geceyle gündüz, o hep seninle”

    sarıldı, ağladı saatlerce
    o yine işe gitmeden önce

    “aslında” derdim; “çok gençsin daha”
    “20’yim”, dedi
    ama ruhum tam 1000 yaşında
    kayalar kesti ayaklarımı
    yine de bir şeyler hissetmek güzel hâlâ
    bu dalgakıranda

    tek başıma bu vücutla fırlatıldım bu dünyaya
    aşk da basit, pişmanlık da
    hayat hoyrat bu zamanda
    şahin kuşa, kuzgun leşe
    ben değil bu dünya fahişe

    edit: albüm ismini düzelttim.
    #10235 hcauldfield1932 | 2 yıl önce (  2 yıl önce)
    0şarkı