ömrümün neredeyse üçte birini kapsayan bir zaman diliminde ilk mesleğim olarak addettiğim kulüp diceyliği yaptım. İlk mesleğim diyorum, çünkü profesyonel bokstan küçük harçlıklar hariç hiç para kazanmamıştım. Para kazanma kaygısıyla yaptığım ve karşılığını aldığım ilk işim diyebiliriz yani. Neyse, bu işin magazini.
Dolayısıyla bu uzun süre içerisinde türkiye'nin hemen her büyük kentinde, anadolu'da birçok festivalde, istanbul'un başta taksim clubzero ve club republic olmak üzere birçok aplus mekanında resident ve quest dicey olarak çalıştım. roger sanchez, dave seaman, murat uncuoğlu gibi isimlerle aynı sahneyi paylaştım; inna, alexandra stan gibi dönemin birçok pop figürüyle antalya ve çeşme'deki turizm devi otellerde gerçekleşen özel organizasyonlarda main dj olarak yer aldım.
Bunları abartı ve gereksiz bir övgü almak veya kimsenin belki de hiç umurunda olmayacak şeyleri okumak zorunda bırakmak için yazmıyorum. sadece bu ülkedeki gece hayatının dinamiklerine az çok naçizane hakim olduğumu ama bunun yanı sıra bu zamana kadar hiç yılbaşı kutlaması yapmadığımı hatırladığım için yazıyorum. bir nevi kendimle dertleşiyorum.
evet, bilfiil 15 sene boyunca hep kabinde oldum. neyse ki kulüp diceyiydim ve peçeteyle demet akalın türü şarkılar istenen mekan ve konseptlerde yer almıyordum. haliyle eğlendirmek, tanım olarak hiçbir zaman hedefim olmadı. tek amacım dans ettirebilmekti. ama şimdi geriye dönüp baktığım zaman gerçekten yılbaşı eğlencelerini sorgular hale geliyorum. belki de her şeyin yapay, estetikli ve makyajlı olduğuna dair içimde kronikleşmiş dünyaya yönelik algımdandır bilmiyorum ama ben de çok samimiyetsizmişim, orada dans edenler de.
öf gerek içerik olarak, gerek bağlam olarak 2006'dan beri yaptığım sözlük yazarlığı hayatımın en boktan girdisi olabilir, farkındayım. anlatamadım.
neyse, benim planıma gelince annemin dizine uzanıp, tom ve jerry izleyeceğim. sonrasına bakarız.