Uzun bir süre sonra ormana gitmek ve diğer gariban canlıların ürkek bakışları altında yürüyüş yaptıktan sonra uygun bir köşe gözüne kestirip oturmak ve termosunu çıkarıp hem kendine, hem de tam karşındaki ağaca bir tane çay doldurmak. Bu çok kısa mutluluktan, daha doğrusu karşındakinin cevap verme ihtimaline inanabilecek kadar tekrar hayal kurabileceğini görmenin sevincini yaşamak.
Amma,
Karşındakinin çay içerek, derdine / sevincine ortak olamayacağını idrak edebildikten sonra yıllar üzerine tekrar eldivenlerini giymek ve aynı ağacı bu sefer bir rakip gibi görüp kendisiyle gölge boks yapmak ve en ufak mecalin kalmayana, bayılacak ölçüde yorulana kadar ölçüsüzce kendinle savaşmak. En nihayetinde yine hayalinle gerçeğinin örtüşmeyeceği gerçeğiyle yüzleşebilmen; hem ağaca, hem doğaya teşekkür edip, tekrar evine dönmen.
Hayal kırıklığını, başkalarının mutluluğu için kendini feda etmenin verdiği acıyı tekrar göğüsleyebilecek güçte olduğunu idrak edebilmen ve tekrar çay demlemen. Bu sefer sadece kendin için.