bu başlık kişiye özel bir başlıktır
-
instagram'da takip ettiğim bir hırvat katolik hanım vardı. sürekli amerikalı sevgilisi "alex"ten bahsedip dursa da, arada ilginç şeyler paylaştığı için takibi bırakmıyordum.
neyse, bu hanım geçenlerde papa franciscus sapkın bir papa olsa da papalığından bir şey yitirmeyeceğini falan yazmıştı.
bugün de "nikahımızı sspx rahipleri kıyacak" mealinde bir hikaye paylaşmış. sspx ise marcel lefebvre isimli başepiskoposun kurduğu bir rahipler cemiyeti. 1975'te dönemin papası papa vi. paulus bu cemiyetin faaliyetlerini sıkıntılı olarak görmeye başlamış ve bir ültimatom vermiş cemiyete. ama marcel lefebvre bu ültimatomu önemsememiş ve kafasının dikine gitmeye devam etmiş. bir yıl sonra, bu sefer dönemin papası papa ii. ioannes paulus kenara çekip konuşmuş. ama adam yine bildiğini okumuş. tabii adam iki tane papayı önemsemeyince ii. ioannes paulus da adamı aforoz etmiş. sspx içinden bir grup da vatikan'a sadık olduklarını belirterek sspx'ten ayrılmışlar ve fssp'yi kurmuşlar.
sonuç olarak, vatikan tavrını biraz daha yumuşatmış olsa da, sspx çok da papalık kurumunu ciddiye alan bir oluşum değil.
neyse, konuyu getirmek istediğim yer şurası; ben bu "muhafazakar katolik"ler kadar ikiyüzlü bir grup görmedim. bunlar yüzünden ben kendi muhafazakarlığımdan utanıyorum bazen. ben de muhafazakarım, o da muhafazakar. ama nasıl oluyorsa birimiz ruhsal konulara daha çok önem verirken, diğerimiz daha dünyevi işlere kafa yoruyor.
tamam ben de 7/24 ruhsal durumumu düşünmüyorum. ben de günah işliyorum. ama katolikliğimin görünüşte kalmaması için de epey çaba sarf ediyorum.
kilise içinde ciddi anlamda kimse ne yaptığını bilmiyor aslında. bu sebepten ötürü bazı kişiler ortodoks kiliseleri tercih ediyor.
mesela geçenlerde kilisemize gelen bir ziyaretçi bana "ben aslında katolik kilisesi'ni pek sevmiyorum. ortodokslar bana daha ruhsal geliyor." dedi. katolikler politik işlere bulaşmayı çok sevdiğinden dışarıya katolik kilisesi'nin ruhaniliği yansıyamıyor ama bence biz de ortodokslar kadar ruhaniyiz.*
en nihayetinde şu sonuca varabiliriz:
dindar geçinen insanlar çok da dindar olmayabilirler. önemli olan kişinin tanrı ile arasındaki ilişki.
malesef ruhsal konularda, çoğu zaman atgözlüğüyle hareket etmek gerekli. diğer insanların eylemlerine takılırsak, işin içinden çıkamayız. bu durumun tek çözüm yolu bu. kilise içinde herkes dindar olduğunu iddia ediyor. ama önemli olan birey ve tanrı arasındaki ilişki. gerisi boş.