esprilerden, uydurulmuş kötü hikayelerden, provokasyon yapan paralı yazarlardan yorulmuş bir sözlük yazarı olarak sığındığım liman olmasını dilediğim ekşi sözlük klonu. internet community'lerinde topluluklar tarafından tamamen özgürce belirlenmiş çeşitli sübjektif kurala uyma çabasının kimi zaman insanın adaptasyon yeteneğini geliştiren, nefsini törpüleyen, zihin enerjisi yani gri hücre harcamasını teşvik eden bir tarafı olduğunu düşünüyorum.
başka bir konu: internetin icadından beri yeryüzünde var olmamız suretiyle yıllar içinde gerek amerika gerek avrupa vatandaşlarından oluşan ve çeşitli ilgi alanları etrafında şekillenen pek çok topluluğa (community) üye olmuşluğum var. bahsettiğim ilgi alanlarına örnek vermek gerekirse sinema, bilgisayar ve konsol oyunları, edebiyat, spor, poker gibi alanlar sayılabilir. Asıl vurgulamak istediğim konu maalesef bu tip yabancı topluluklardaki community bilinciyle ülkemizdeki internet kültürü arasında uçurumlar olması. yani onlarda bir community'ye katılanların neredeyse yüzde yüzü o topluluğun hep beraber kurulduğu bilinci, herkesin hem topluluğa hem de ayrı ayrı üyelerine gösterdiği saygı seviyesinden belli oluyor.
asla ve katiyetle hiçbir kimsenin küfür ettiğini, bir diğeriyle dalga geçtiğini, gereksiz ego bazlı tartışmalara girdiğini, yani genel olarak embesil hareketlere asla rastlanmadığını söylemek isterim. özellikle spesifik ilgi alanları etrafında kurulan topluluklarda bu seviye çok daha belirgin oluyor.
herkes birbirine saygılı, herkes birbirine elinden geldiğince destek veriyor, kimse kimseyi küçümsemiyor, kimse lüzumsuz yere küfür etmiyor, saçma sapan konuşmuyor.
eğitim neden şart ve önemli, bu alanlarda çok daha net anlaşılıyor. almanya bizi gıskanıyor diye şaka yaparken adamların toplumundaki her bireyin bizim toplumumuzdaki her bireyden en az 100 sene daha ilerde olduğunu görmek hem üzücü hem de bir yandan yabancılaştırıcı bir olay.
bu konuda o kadar doluyum ki yazmaya devam edersem duramayacakmış gibi hissediyor hatta yukarda yazdıklarımdan da hiçbir şekilde tatmin olmamış hissediyorum. anlatılmaz yaşanır bir durum ve katmanları saymakla bitmez o yüzden şimdilik meta sözlüğe geliş amacımı özetlemekle yetiniyorum.
metacognition kavramıyla tanışıp çok sevip sardığım bir haftada bu sözlüğün varlığından haberdar olmuş olmam ise algıda seçicilik midir, tesadüf müdür yoksa hayatın ona küçük sürprizler yap klasmanına ait bir manevra mı olduğuyla ilgili ise sorgulama yapmak istemiyorum.
böyle iyi.
ayrıca gizli bakınızlar için kullanılan kırmızının tonu çok güzelmiş.