(bkz: yerçekimli karanfil) şiiriyle gönüllere ulaşan şairdir bana göre. İkinci Yeni şairlerinden olup dönemin de etkisiyle olsa gerek (tek partili dönemin baskısı, ikinci dünya savaşının patlak vermesi, ülkede seferberlik vs. ) sürekli bir içe dönüş, içe kapanıklık görünüyor.
1958’de Pazar Postası’nın 13. Sayısında yer alan “Edip Cansever Hayatını Anlatıyor” bölümünde; “Bahçemizde bir kuyu vardı. Derin olarak hatırlıyorum. Buna kuş tutma merakımı, olur olmaz şeylere içlendiğimi de eklemek isterim. İşte o ben dediğim kımıltı, içine dönük, tedirgin, çekingen yaratığın biri. Sigara içer, arada kitap okur, şiir dendi mi yerinde duramaz.”
Edip Cansever şiirini, eserlerini şöyle tanımlıyor ; "Bireyi toplum içinde somut olarak görünür duruma getirmek, giderek daha da derinlerine inerek, onun içsel dramını kurcalamak cabasındayım."
@meze 'nin ukdesi.