yokluktan mıdır, konseptin o dönem için yenilikçiliğinden midir bilinmez ilk yayınlandığı yıllarda hiç bir bölüm kaçırmadan izlemeye çalışırdım ben bunu. öyle ki, her gün yeni bir bölüm yayınlansa da arada teknik hatalardan dolayı eski bölüm tekrarı yayınlanınca isyan moduna geçtiğimi hala hatırlarım.
bir komşu vardı, almanya'dan getirdiği iskeletor, he-man oyuncuklarını (mattel'in büyük ihtimal) hatırlıyorum. eklemleri oynayan, o zamanlar karşılaşmadığımız bir teknoloji; vay amk...
tabi zamanla büyüdük ettik; bunun da sürekli iyilerin kazanıp iskeletorun göt olduğu formatı batmaya başladı. öyle böyle çekiciliğini yitirdi. gerçi hikaye basit tabi; klasik super kahraman formatı: zekanın alt edemediği kas gücü. zamanla sıkması normal herhalde. superman filmlerinin gişedeki sürekli sıçışına karşı, batman'ın gişe başarısı gibi...
çok sevmeme ve iyi kötü bir dolu filmini izlememe rağmen dolph lundgren'in oynadığı (artı courteney cox) bir de uzun metrajı var sanırım hiç izlemediğim. bir ara oturup izlemek lazım. yakın tarihte de masters of the universe: revelation adında kevin smith abimizin elinden çıkma bir netflix versiyonu düştü seri olarak ama yorumlar baya gömdüğü için pek ona da takılmadım.
onu seven bunu da sevdi tadında robotech ve voltron var tabi o dönemden. voltron pek bir cacığa benzemeyen rebootlarla falan arada önüme düşse de, he-man'ın bile bu kadar kurcalandığı bir dönemde robotech'e hala adam gibi el atılmamış olması da can sıkıcı; hele ki transformers'ın parsayı topladığı bir ortamda...
