1. İyiliği, şerefsizlikle değil şerefle yaşamayı, güzel ahlakı hayatının her saniyesinde kendisine kılavuz olarak gören, hayatını daima bu üçlünün çerçevesinde sürdüren insan.

    Kimisi doğuştan iyi insandır, kimisi iyi insan olmanın aslında ne kadar güzel, ne kadar özel bir şey olduğunu fark edip sonradan iyi insan olur. İstisnasız olarak her kadın ve her erkek kişisinin öve öve bitiremediği, değer verdiği, hayatında istediği tek insan çeşididir aynı zamanda. Sözde öyledir ama. Gerçeklerle zerre alakası yoktur. Konu bu olunca herkes laf ebesidir, mangalda kül bırakılmaz. Aslında aynı kişiler; iyi insanları zerre umursamayan, onları zayıf gören, yeri geldiğinde onlarla dalga geçebilen kişilerdir. Yine aynı kişiler, iyi insanların yerine kötü insanları baş tacı eden kişilerdir. Tekrar aynı kişiler, kötü insanlardan herhangi bir zarar gördüğünde anında dünyayı ayağa kaldırırlar, derhâl bir filozof, bir edebiyatçı kesilip "Neden kötü insanlar var?", "Neden insanlar bu kadar kötü?", "Benden uzak, Tanrı'ya yakın olun." ve benzeri şekilde düşünmeye başlarlar, bu da yetmez, yine bu düşüncelerini kendi sosyal medya hesaplarında paylaşarak âdeta zırlarlar, ağlarlar.

    Bunu okuyan sen, fark edebiliyor musun bu çelişkiyi, ironikliği, trajikomikliği? Duygularımı sana da geçirebiliyor muyum acaba? İşte "insan" denen yaratık tam olarak böyle bir yaratıktır. Şekilci, gösterişçi, sahtekâr, tanımlanamaz, açıklanamaz... "Herkes hak ettiğini yaşar." diye boşa denilmemiş elbette.
    #9525 kabizhipopotam | 2 yıl önce
    0zümre