dostoyevski bunu "isa'sız hristiyanlık" olarak tanımlar. bir nevi ateistlerin "iyi bir insan olmak için, illa ki tanrı'ya inanmamız gerekmiyor" şeklindeki ülküsüdür.
romanda katolik olmakla suçlanan versilov dile getirir bu ülküleri ilk olarak gayrımeşru oğlu arkadiy makaroviç ile konuşurken. ayrıca "iki yüzlü dindarlardansa, rus ateistlerini yeğlerim" der versilov.