1. 1932-1933 senelerinin millî eğitim bakanı dr. reşit galip’in bir sorusuna mustafa kemal atatürk'ün yanıtı:

    “ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir kalıplaşmış kural bırakmıyorum. benim manevi mirasım bilim ve akıldır... zaman süratle ilerliyor, milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve bilimin gelişimini inkâr etmek olur... benim türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve bilimin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar.”

    ne büyük bir insanmış... insan, okudukça, bilgilendikçe kendisine tekrar tekrar hayran kalıyor. zaten kendisinin tek manevi mirası olan "bilim"i ve "akıl"ı kılavuzumuz olarak görmediğimiz için bu durumlara geldik. bugün "gelişmiş" kategorisinde olan tüm ülkelerin en önemli ortak özelliği de 7'den 70'e bu ikisini kılavuz olarak görmeleri ve bu mantaliteyi kuşaktan kuşağa aktararak devam ettirmeleri.
    #7125 kabizhipopotam | 3 yıl önce
    0devlet adamı